30 Eylül 2015 Çarşamba

Kişinin HSV ile enfekte olduğu nasıl anlaşılabilir?

Kişinin HSV ile enfekte olduğu nasıl anlaşılabilir?


Genital bölgede bulunan lezyonların tabanından kazımayla elde edilen materyalin değişik yöntemlerle boyanarak yapılan incelemelerinden (Tzanck preparatı) ve bu materyalin viral hücre kültüründen HSV enfeksiyonu tanısı koyulabilir. Yakınması olan ve olmayanlarda ilk enfeksiyon geçirildikten sonra, virüse karşı antikorlar (anti-HSV tip I/II) gelişir. Kanda bu antikorları arayarak da kişinin hastalığı geçirip geçirmediği anlaşılabilir.

Hastalık nasıl bulaşır?

Dudak çevresindeki ve genital bölgedeki uçuklarda virüs bulunur. Hastalık bunlara temasla (öpüşme, cinsel temas, deri teması) bulaşır.

İlk kez bulaşmadan sonra nasıl bir hastalık tablosu gelişir?

Bulaşan kişilerin çok azı ağrılı olarak ilk atağı geçirirler. Bulaşma bölgesinde genellikle kuşkulu cinsel temastan ortalama 7 - 14 gün sonra kızarık deri üzerinde, ağrılı veziküller ortaya çıkar. Erkeklerde penis veya testisler, kadınlarda vulva tutulur. Sıklıkla ilk atak çok hafif geçtiğinden hatırlanmayabilir.

Nadiren eklem ağrıları, başağrısı ve halsizlik gibi yakınmaların eşlik ettiği, grip benzeri bir tablo ortaya çıkabilir.

Veziküller daha sonra ülserleşir, üzeri kabuk bağlar ve 2-3 hafta içinde tamamen iyileşir. İyileştikten sonra deride iz bırakmaz.

Virüs daha sonra omuriliğin duysal sinirlerine yerleşerek ömür boyu uykuda kalarak, zaman zaman alevlenir.


Nükslerde nasıl bir hastalık tablosu gelişir?

HSV değişik nedenlere bağlı olarak (ateşli hastalıklar, stres, deri travması, alkol, ilaçlar,sigara, kötü diyet veya adet dönemleri) zaman içinde nüksedebilir. Sık nükseden kişiler, hangi nedenlerden sonra nüks edeceğini tahmin edebilirler. Bazı kişilerde de yaşam boyu hiç nüksetmez.

Nükslerde atak öncesi kalça ve uyluklarda ağrı, yanma hissi veya kaşıntı gibi yakınmaları takiben lezyonlar ortaya çıkar. Nükslerdeki lezyonlara ilk atağa göre daha az ağrılıdır ve daha kısa sürede iyileşir.


Genital herpesin komplikasyonları neler?

Genellikle uzun süreli komplikasyonları yoktur. Bir deri enfeksiyonu olduğu için, genital sisteme yayılmaz. Kısırlığa ve gebelik sırasında her hangi bir soruna yol açmaz. Gebelik sırasında fetüsta bir sorun oluşturmaz.


Sadece bağışıklık sistemi her hangi bir nedenden dolayı baskılanmış kişilerde (AİDS, kanser tedavisi) nüksler daha sık ve ciddi seyirlidir.

Ne zaman bulaşıcı?

İlk atak sırasında lezyonlarda bol miktarda virüs vardır. Veziküllerin oluştuğu dönemden deri iyileşmesi olana kadar bulaştırıcıdır. En fazla bulaştırıcılık deri nemli ve ülserli olduğu zamandır. Nükslerdeki lezyonlarda bulaştırıcıdır, fakat lezyonlarda daha az sayıda virüs bulununduğundan risk daha düşüktür.


Yapılması gereken atağın öncü belirtilerinin başlamasından, deri normale dönene kadar cinsel temastan kaçınmaktır.




Genital herpesli kişilerin eşleri veya birlikte oldukları kişiler nasıl korunabilir?

Bir atak sırasında kondom kullanarak veya deri normale dönene kadar cinsel temastan uzak durarak, bulaşma engellenebilir. Kondomların bulaşmayı tam olarak engellemediği akıldan çıkartılmamalıdır.


Gebelik ve genital herpes ilişkisi nasıl?

Genellikle bebeğe geçiş, gebelik sırasında değil, doğum esnasında olabilir. Yenidoğanlarda herpes enfeksiyonları çok nadir görülmesine karşın, nadiren ciddi seyredebilir.

Değişik durumları düşündüğümüzde:

1-Gebelik öncesi genital herpes geçirilmiş ve doğum sırasında doğum kanalına yakın bölgelerde aktif lezyonlar yoksa bulaşma riski ileri derecede düşüktür.

2-Gebelik öncesine kadar genital herpes geçirilmemiş veya bilinmiyorsa, bulaşma sözkonusu değildir.
3-Beklenen doğum günlerinde genital herpes mevcutsa, virüsle bulaşmayı engellemek için sezeryanla doğum önerilir.

Genel bilgiler

· Genital herpes cinsel yolla bulaşan bir hastalıktır.
· Deri temasıyla da bulaşabilir.
· Genital herpese bir virüs (Herpes Simplex Virus - tip II ) yol açar.
· Bulaşmadan 1 - 21 gün sonra ortaya çıkar.
· Toplumdaki birçok kişi hastalığı yakınmalı veya yakınmasız olarak geçirmiştir.
· Yılda bir - iki kez tekrarlayabilir.
· Tedavisi için virüslere etkili ilaçlar bulunur.

29 Eylül 2015 Salı

Herpes için meyan kökü

Meyan Kökünün Faydaları Nelerdir?

Herpes için meyan kökü




Meyan; genellikle gıda ve içeceklerde tatlandırıcı bir madde olarak kullanılır. Fakat meyan bitkisinin kökü bazı önemli tıbbi özelliklere sahiptir. Bu yazımızdan meyan kökü ve sağlığa yararları hakkında bilgi edinebilirsiniz.

Meyan kökünde bulunan “glisirizin” denen bir bileşiğin şekere göre yaklaşık 50 kat daha tatlı olduğunu biliyor muydunuz? Meyan kökü veya “glycyrrhiza glabra” Güney Avrupa ve Asya’nın bazı bölgelerinde bulunan yerli bir baklagil bitkisidir. Bu bitki genel olarak köklerinden ekstre elde etmek için yetiştirilir. Bu öz, daha sonra lezzetli şekerlere ve bazı gıda ve içeceklere aroma vermek için kullanılır.

Ancak, günümüzde meyan kökü şekerleri ve tatlıları aslında çok düşük miktarda meyan kökü içerir. Meyan kökü yerine, çoğunlukla anason tohumu yağı bu şekerlere lezzet vermek için kullanılır. Meyan bitkisinin kökünde bulunan “glisirizin” bileşiği, sakkarozdan daha tatlıdır ve bazı önemli tıbbi özellikleri vardır. Meyan hem Doğu ve Batı geleneksel tıbbının ayrılmaz bir parçasıdır. Aslında, 5.000 yıldan fazladır kullanılmaktadır.

Meyan Kökünün Faydaları Nelerdir?



-Soğuk ve Solunum Rahatsızlıklarını Hafifletir:


Meyan kökü soğuk algınlığı, boğaz ağrısı ve bronşit gibi bazı yaygın görülen hastalıklar için bitkisel bir çözümdür. Balgam söktürücü özelliği dolayısıyla, solunum yolunda bulunan mukus ya da balgamın gevşemesine yardımcı olur ve böylece balgamın çıkarılmasını kolaylaştırır. Saman nezlesi, bronşiyal astım ve alerjik rinit gibi alerjik durumlarda aynı derecede etkili olabilir. Meyan ekstresi ateş ve baş ağrısını rahatlatmak için de kullanılabilir.

-Mide Ülserlerini İyileştirir:

Meyan, mide ülserlerinin iyileşmesini hızlandırmaya yardımcı olabilir. Peptik ülser için, uzun bir süre bitkisel ilaç olarak kullanılmıştır. Ancak bu konuda yapılan çalışmalar karışık sonuçlar vermiştir. Bazı çalışmalar antiasitle birlikte alındığında mide ülserlerine fayda edebileceklerini; ancak tek başlarına etkilerinin tartışmalı olduğunu ortaya koymuştur.

Genel olarak, meyan kökünün mukus salgılayan hücrelerin aktivitelerini arttırarak mideyi astar gibi saran tabakayı koruduğuna inanılmaktadır. Bu tabakanın gastrik asitten korunmasını sağlayarak ülserlerin daha çabuk iyileşmesine neden olur. Meyan özünde bulunan flavonoidler mide ülserlerinden sorumlu olan, “Helicobacter pylori” bakterisinin büyümesini engellemeye yardımcı olabilir.

-Viral Enfeksiyonları Önler:

Vücuttaki interferonları aktive ederek bağışıklık sistemini güçlendirebilir. Bu kimyasallar viral replikasyonu engelleyen önemli antiviral ajanlardır. Yani, meyan kökü bağışıklık sistemini güçlendirir böylece özellikle soğuk ve herpes simpleks virüsünün neden olduğu genital uçuk gibi viral hastalıkları önleme kabiliyetini artırabilir. Avrupa’da özellikle hepatit B ve C gibi viral hepatitlerin tedavisi için yaygın olarak kullanılan bir bitkisel ilaçtır.

-Menopoz Belirtilerini Hafifletir:

Meyan flavonoidler veya fitoöstrojen içerir. Meyan kökünde bulunan fitoöstrojenlerin hafif östrojenik etkileri vardır bu sayede menopoz öncesi ve menopoz ile ilgili rahatsız edici belirtilerin hafiflemesine yardımcı olabilir. Meyan premenstrüel sendromda rahatlama sağlayabilir.

-Kalbi Korur:


Meyan kökü vücuttaki safra akışını artırarak kolesterol düzeylerini kontrol etmeye yardımcı olabilir. Safra asitlerinin vücuttaki fazla kolesterolü ortadan kaldırdığı bilinmektedir. Ayrıca meyan kökü çeşitli kalp ve damar hastalıkları için önemli bir etken olan LDL kolesterolün, oksidasyonunu önleyebilir.


-Adrenal Bezlerinin Fonksiyonlarını Geliştirir:

Meyan kökünde bulunan glisirizik asit bileşiğinin, böbreküstü bezlerinin fonksiyonlarını geliştirdiği gözlenmiştir. Glisirizik asit kortizol hormonunun parçalanmasını yavaşlatır ve böylece daha uzun bir süre için mevcut olmasını sağlar.

Kortizolün anti-inflamatuar özelliklere sahip olduğu bilinmektedir. Kortizol eksikliği depresyon, kronik yorgunluk ve anksiyeteye de neden olabilir. Bu nedenle meyan kökü depresyon ve sinirlilik gibi durumlar için yararlı olabilir.

-Cildi Yumuşatır:


Meyan kökünün cilt üzerinde yatıştırıcı ve yumuşatıcı etkisi vardır bu nedenle bazı deri hastalıklarını tedavi etmek için kullanılır. Bu bitkinin aynı zamanda anti-inflamatuar özelliklere sahip olduğu bilinmektedir bu nedenle iltihaplı cilt hastalıklarında rahatlama sağlayabilir.

Daha genel olarak, aşağıdaki deri hastalıkları için kullanılır:

*Egzama veya atopik dermatit
*Dermatit
*Sedef
*Kaşıntılı ve kuru cilt

-Diğer Faydaları:

Geleneksel tıpta bazı diğer tıbbi durumları tedavi etmek için de kullanılmıştır. Aşağıdakiler meyan kökünün kullanıldığı en yaygın koşullardan bazılarıdır;

* Hiperkalemi (kanda anormal derecede yüksek bir potasyum düzeyi)
* Hipoglisemi (düşük kan şekeri)
* Kronik yorgunluk sendromu
* Karaciğer sirozu
* Crohn hastalığı
* İrritabl bağırsak sendromu
* Gut
* Artrit
* Mantar enfeksiyonları
* Gingivitis
* Zona
* Depresyon

Meyan Kökünün Yan Etkileri:

Meyan kökünün aşırı tüketimi özellikle glisirizin içerenlerin, çeşitli yan etkilere neden olduğu bilinmektedir hatta bazıları potansiyel olarak tehlikeli olabilir. Meyan kökünün aşırı tüketimi ile ilişkili en sık görülen yan etkiler şunlardır;

* Yüksek kan basıncı
* Ödem veya sıvı tutulması
* İshal ve diğer mide-bağırsak problemleri
* Hipokalemi (kanda düşük potasyum seviyesi).

Meyan kökünün aşırı tüketimi karaciğer ve kalp-damar sistemi için de zararlı olabilir. Meyan kökü veya ekstresi genellikle şeker hastalığı, ödem, hipertansiyon, kalp hastalığı, glokom, böbrek ve karaciğer sorunları gibi bazı tıbbi koşullara sahip kişilere tavsiye edilmez. Hamile kadınlar da bu bitkisel özden kaçınmalıdır. Meyan kökü ayrıca bazı ilaçlar ile etkileşime girebilir. Aşağıdakiler meyan kökü ile etkileşen ve zaman zaman istenmeyen etkilere neden olabilen ortak ilaçlardan bazılarıdır;

– Kortikosteroidler
– Yüksek tansiyon ilaçları
– Bazı antidepresanlar
– Digoksin
– Oral kontraseptifler
– Warfarin
– Etakrinik asit
– Furosemid
– Diüretikler

Yani meyan kökü sadece profesyonel bir doktor veya sağlık uzmanının sıkı gözetiminde, aşırıya kaçmadan kullanılmalıdır. Meyan kökünün bir çok sağlık durumu için inanılmaz faydaları olduğu inkar edilemez. Ama her türlü bitki ya da bitki takviyesinin aşırı tüketiminin bazı yan etkiler ile ilişkili olabileceği göz önünde tutulmalıdır. Bu nedenle, tıbbi amaçlar için bitkisel takviyeler almadan önce bir doktora danışılmalıdır.


Kaynak:http://www.bilgiustam.com/

28 Eylül 2015 Pazartesi

Genital Herpes Nedir?

Genital Herpes Nedir?


Genital herpes, Herpes Simplex Virus'unun (HSV) neden olduğu bir virüs infeksiyonudur. HSV tip I ve tip II olarak iki çeşittir. Özellikle tip II genital bölgeyi, anus, kalça bölgesini, tip I ise genellikle ağız, yüz ve dudakları etkiler. Yüz ve dudak infeksiyonu, uçuğu da kapsayan yüz herpesi ile sonuçlanır.

Virüs Nedir?

Virüsler hücre içi parazitlere benzerler. Kendi başlarına yaşayamazlar. Tamamen içinde bulunduğu hücreye bağımlıdırlar. Virüsler ve bakteriler insanlarda infeksiyona neden olan mikroorganizmalardır. Bakteriler büyük ve bağımsız mikroorganizmalardır. Kendi başlarına yaşamlarını sürdürebilirler ve daha kolay izole edilip, elimine edilebilirler.

Virüs İnfeksiyonları

HSV vücuda genellikle dudak veya genital bölge mukozasındaki bir çatlaktan girerek ilerler ve sinir gangliyonlarına oturur. Bir kere sinir gangliyonunu tutan virüs, yaşam boyu orada kalır. Virüs, hücre içine girdiğinde yaşamak için hücrenin fonksiyonlarını kullanır ve bundan dolayı hücrede harabiyete neden olur. Bu harabiyetin karakteristik belirtileri ağrı, kabarcık, kaşıntı ve içi sıvı dolu kırmızı şişliklerdir. Virüs bir kere vücuda girdiğinde, savaşmak için Antikor dediğimiz savaşçılar oluşur. Bunlar kanda bulunurlar ve bağışıklık cevabı için çok önemlidirler. Genital herpesde nüksler her zaman ilk ataktan daha hafif seyreder.
İlk atak ilk ya da primer infeksiyon olarak adlandırılır. Bu aşamada virüs sinir gangliyonuna oturur. Tekrarlayan ataklar (nüksler) virüsün sinir gangliyonunda çoğalması ile oluşur.

İnfeksiyonun Yeri

kadınlarda en sık vulva ve vajina ön kısmı tutulur. Uçuklar aynı zamanda rahim ağzında da bulunur. Erkeklerde en sık penisin son kısmında uçuklar gözlenir. Bazen testislerin üzerinde de bulunabilir. Çok nadir olarak erkek ve kadınlarda anusda ve kalça bölgesinde de uçuklar çıkabilir.

İlk İnfeksiyon

İlk infeksiyon genellikle aktif hastalığı olan kişi ile cinsel ilişki sonrası 2 ile 12 Gün arasında oluşur.
Genellikle vücut bu virüsle ilk kez karşılaştığı için oldukça ağrılı ve ciddi belirtilerle seyreder. Belirtiler 20 gün civarında (ağrı, kabarcık, kırmızı içi sıvı dolu şişlikler) sürer ve uçuklara ateş, halsizlik, lenf nodu şişmesi gibi sistemik belirtiler de eşlik eder. Kadınlarda belirtilere ek olarak idrar yaparken yanma ve vajinal akıntı oluşabilir.

Nüksler

Bazı kişilerde hastalık belirtisiz olarak tekrarlar. Ama genellikle tekrarlamalar (ataklar) belirtiler ile birlikte görülür. Tekrarlamalarda hastalık daha hafif seyreder. Genellikle yılda 4 atak geçirilir.

Bulaşıcılığı

Genital herpes, aktif genital herpes infeksiyonu olan eşden direk cinsel temas ile bulaşır. Eşlerin birbirine bu infeksiyonu bulaştırması genellikle farkında olmadan da oluşabilir. Bulaşma, hastalık belirtilerinin olmadığı dönemde bile oluşabilir.
Genital herpes hastalığına sahip olan kişiler %60 oranında hastalıklarından habersizdirler.

Genital Herpesi Ne Tetikler?

Fiziksel faktörler: Adet kanaması, fazla miktarda Alkol alınması, güneşde kalma, mukozada çatlama, incinme genital herpesi tetikleyen faktörlerdendir.
Psikolojik faktörler: Uzun süren stres, ağır anksiyete hali de bağışıklık sistemi üzerinde etkili olduğundan hastalığı tetikler.

Laboratuvar Tetkikleri

Genital HSV teşhisini desteklemek için kanda antikor bakılır. Ayrıca yaralardan sürüntü alınarak kültürde virüsün üremesi de tanıyı destekler. Kadınlarda smear testi de yapılabilir.

Doğurganlık ve Hamilelik

HSV doğurganlığı etkilemez, kısırlık yapmaz. Hamilelikte ilk 3 Ay ve son 3 ayda eğer anne adayı aktif hastalığı geçirirse risk olabilir.

Tedavi

HSV tedavisinde rekürrensleri (atakları) ve belirtileri azaltacak ilerlemeler kaydedilmiştir.

Belirtileri Rahatlatmak İçin Basit Tedaviler

Tuz banyoları, genital bölgeyi yıkamak için kullanılır (600ml suya 1 çay kaşığı tuz). Ağrı kesiciler de ağrıyı hafifletmek için kullanılabilir. Dar ve sıkı olmayan, bol giysiler giyilmelidir.
Antiviral Tedavi

Valaciclovir ve acyclovir genital herpesin tedavisinde ve nükslerin önlenmesinde kullanılmaktadır. İki ürün de lezyonların sayısını, şiddetini ve ağrısını azaltır. Özellikle supresyonda (baskılama) kullanıldığında ataklarda %85 oranında azalmaya neden olmuştur.

21 Eylül 2015 Pazartesi

Herpes uçuk tedavi edilmediğinde ne olur?

Herpes uçuk tedavi edilmediğinde ne olur?

Uçuk virüsü nedeniyle genital bölgede oluşan ve genital herpes olarak adlandirilan enfeksiyonlar, tedavi edilmediğinde pnömoni, hepatit, menejit ve ensafalit gibi ciddi hastaliklara neden olabiliyor.

Genital herpes; herpes simpleks tip 1 ve tip 2 olarak adlandirilan uçuk virüsü nedeniyle genital bölgede olusan viral enfeksiyondur. Genellikle tip 2 herpes virüsü ile olan genital herpeste son yillarda artan bir şekilde tip1 de etken olmaya başlamiştir. Tip 2 ile infekte olanlarda enfeksiyonun ilk yilinda ortalama 4 kez tekrarlarken , tip 1 etken olduğu zaman bu sayi birdir. İlk yildan sonra tekrarlama orani; tip 2 infekte olanlarda yavaş yavaş azalirken, tip 1 ile infekte olanlarda nadirdir. İlk enfeksiyonlarda tablo daha ciddidir. Primer infeksiyonlarin %75’i hasta tarafindan anlaşilamaz. Bazen mantar enfeksiyonu, idrar yolu enfeksiyonu, genital bölgedeki alerjik lejyonlarin tedavisi esnasinda rastlanti sonucu tani konur. 


Ağrılı kabarcıklar olur en klasik belirtisi; genital bölgede agrili kabarcıklar ve ülserlerdir. Bu kabarcıklar kaşıntılı, içinde su toplamiş izlenimi veren minik ağrili lezyonlardir. Bazi kadinlarda ise sadece yüzeysel yaralar, çatlaklar ve kaşinti olabilir. Cinsel ilişki veya idrar yaparken ciddi yanma şikayetlerine yol açabilir. Viral kültürle teşhis edilir hastalik esnasinda yapilan viral kültür spesifiktir ve birçok merkezde yapilmaktadir. Bazen virusu izole etmek zor olabilir. Herpese bağli menenjit ve beyin zari iltihabi gibi durumlarda örneklerden . PCR ile viral kültür yapilabilir. Bunun dişinda kanda herpes tipleri için antikor bakilabilir. Kuluçka dönemi 4 gün gibi kisadir. Antikorlar enfeksiyondan 2-12 hafta sonra tespit edilir ve kanda kalir. Partnerinde tip 2 enfeksiyonu olan ama kendisinde hastalik olmayan kadinlari tedavi etme gerekliligi konusunda yeterli tibbi bilgi yoktur. Ağızdan alınan ilaçlar etkili olur normal infeksiyon tedavisinde asiklovir, famsiklovir, valasiklovir gibi antiviral ilaçlar güvenle kullanilir. Genital herpes hafif seyretse bile ilk döneminde tedavi önermek gerekir. Böylece lezyonlar, viral yayilma, semptomlar azalir ama uzun dönemde hastaliğin izleyecegi doğal süreç değişmez. Genellikle ağizdan kullanilan ilaçlar yeterlidir, bazen hastayi hastaneye yatirmak ve damar içi tedavi vermek gerekebilir. Yüzeysel ilaçlar ise hiçbir ise yaramamaktadir. Gerekirse ağri kesiciler önerilebilir. Hastaliğin ilk günlerinde ilik su banyolari işe yarayabilir. Yüzeysel ağri kesiciler faydali olabilir. Genital herpesin tekrarlama olasiliği günlük baskilayici ilaçlar veya hastaliğın başlayacaği hissedildiği anda belirli araliklarla kullanilan antiviral ilaçlarla engellenebilir. Ciddi hastalıklara neden olur bazi hastalarda çok yaygin enfeksiyon, pnömoni, hepatit, menejit veya ensafalit gibi çok ciddi hastaliklar ortaya çikabilir, bu durumda da hastayi hastaneye yatirmak ve damar içi tedavi yapmak gerekir. Gebelikte izlenen genital herpesler gebeliğin ilk yarisinda ise ciddi problemlere yol açmaz. Çünkü bu dönemde bebeğe geçiş olasiliği çok azdir. Genital herpesi olan kişiyle cinsel ilişkiye girilecekse kesin önlem olmamakla birlikte mutlaka prezervatif kullanilmalidir.






Kaynak:http://beydeba.com/

18 Eylül 2015 Cuma

Bebeğin zeki olması için hamilelikte dikkat edilmesi gerekenler

Bebeğin zeki olması için hamilelikte dikkat edilmesi gerekenler

Zeka pek çok faktöre bağlı

Zeka, soyut ya da somut nesneler arasındaki ilişkiyi kavrama, akıl yürütme, problem çözme, karmaşık fikirleri kavrama ve çabuk öğrenme gibi bir çok işlevi içeren zihinsel bir kapasitedir. Zeka gelişimini etkileyen bir çok faktör olduğundan, anne karnındaki bebeğin zeka gelişimi sadece beslenme, sadece genetik ya da sadece çevresel faktörlerle açıklanamaz.


Genetik faktörler

Genetik faktörler anne ve babadan gelen genlerin rastlantısal olarak birleşimiyle çocuğa geçmesiyle belirlenir. Özellikle akraba evliliklerinde görülen metabolik ve kalıtsal hastalıklar, bebeğin beyin ve sinir sistemini olumsuz etkileyebilir. Akraba evliliklerinin yüksek olduğu toplumlarda bu tür hastalıklar yüksektir.

Gebelikte doğru beslenme



Gebelikte doğru beslenme önemlidir. Gebelikte yetersiz beslenme, özellikle diyette Vitamin A, D, E, B6, B12, folik asit, omega 3, demir, bakır, çinko, selenyum, iyot eksikliğinde bebekte öğrenme güçlüğü, geç konuşma, davranış problemleri, motor fonksiyonda gecikme ve düşük zeka durumları ortaya çıkabilir. Demir eksikliği veya bazı vitaminlerin eksikliği bunda rol oynayabilir. Gebelik başında yapılan birtakım testlerle annede kansızlık kolaylıkla tespit edilebilir ve tedavi yoluna gidilir. Koruyucu olarak da demir içeren besinlerin, et, yumurta sarısı, üzüm pekmezi gibi gıdaların diyette bulunması önerilir.




Çinko önemli

Çinko zihinsel gelişimde rol oynayan diğer önemli bir maddedir ve deniz ürünleri, et, karaciğer, fındık, ceviz, süt ile yumurta gibi gıdalarda bol bulunur.

Folik asiti ihmal etmeyin

B vitaminleri beyin gelişimi açısından önemlidir. Özellikle folik asit beyin ve sinir sistemi gelişiminde önemlidir ve eksikliği en çok görülen vitaminlerdendir. Besinler içinde en çok marul ve ıspanak gibi yeşil yapraklı bitkilerde, karaciğer, böbrek ve ette bulunur.

Bol bol balık yiyin

Beyin gelişimi üzerinde önemli yeri olan bir madde de DHA dediğimiz Dokosa Heksaenoik Asit'tir. DHA balıklardan alınabilir. Haftada iki kez balık tüketmek önerilir. Balık yağı dışında omega-3 yağ asidi öncülerini içeren besinler ceviz, badem, kenevir ve yağı, soya yağıdır.

Toksinlerden uzak kalın

Gebelerin toksinlerden uzak kalmaları önemlidir. Özellikle yüksek miktarda civa içeren ton balığı gibi besinlerden uzak durmak gerekir. Toksik maddelere maruz kalan, özellikle derin sularda yaşayan balıkları (tuna, somon, kılıç balığı vb) yiyen gebelerin kanlarında civa, kurşun, kadmiyum, tolüen gibi ağır metal seviyeleri yükselir ve fetüs beynine toksik etki oluşur. Ayrıca hava kirliliğinin fazla olduğu, egzoz dumanının fazla olduğu bölgelerde yaşayan hamilelerde de bu risk yüksektir. Zeka geriliği, davranış problemleri ve otizme yatkınlık artar.



Alkol ve sigara doğrudan etkiliyor

Alkol ve sigaranın gelişmekte olan bebeğin zeka gelişimine olumsuz etkileri biliniyor. Sigara içen kadınlarda, bebeğin vücuduna ve beynine giden kan azalır, beyin hücrelerinde harabiyet oluşur. Alkol bebeğin beyin hücrelerinde doğrudan hücre harabiyeti yapar ve dikkat eksikliği, davranış bozukluğu, sebep sonuç ilişkisi kuramama, motor fonksiyon bozukluğu oluşabilir. Aşırı alkol alımında kafatası küçüklüğü dolayısıyla zeka geriliği ortaya çıkar. Madde bağımlılığı olan gebelerde zeka geriliği, küçük kafa, davranış bozukluğu, sosyalleşme problemleri ortaya çıkar.

Stresten uzak durun

Stres, anne karnındaki bebeği olumsuz etkiler. Aşırı sıkıntı ve stres içindeki annelerde kanda kortizon hormon seviyesi yükselir ve bebekte beyin gelişimini etkileyebilir. Doğum sonrasında da çocuklarda dikkat azlığı, dil becerilerinde düşüklük, kaygı ve depresif bozukluk, hiperaktivite bozukluğu gibi durumlarla ilişkili olduğu düşünülüyor ve annenin stresten uzak kalması, anne karnındaki bebeğin ileriki yaşamında sağlıklı olması açısından önem kazanıyor.



Aşırı kilo ve hastalıklara dikkat!

Gebelikte kızamıkçık, toksoplazma (pişirilmemiş çiğ etlerin yenmesiyle ve kedi dışkısının ve kedi dışkısıyla temas etmiş herhangi bir eşyanın ellenmesiyle ağız yoluyla bulaşır), CMV (herpes virüs ailesinden bir DNA virüsü), herpes tip 2 gibi enfeksiyonlar fetusta beyin harabiyeti, görme problemleri, işitme kaybı, epilepsi ve zeka geriliğine yol açabilir.

Annenin gebelik sırasında aşırı kilo alması halinde bebek de aşırı kilolu olabileceği gibi düşük doğum ağırlıklı olma riski de vardır. Bebeğin iri olması durumunda doğumda zorluk ve beyinde zedelenme olabilir. Yetersiz kilo alımında bebekte gelişme geriliği ve düşük zeka ortaya çıkabilir. Gebelik sırasında annenin 13 kg üzerinde kilo almaması tercih edilir.






http://kadin.mynet.com/dan alınmıştır.

17 Eylül 2015 Perşembe

5 Önemli Cinsel Hastalık


5 Önemli Cinsel Hastalık

İşte tüm dünyada korkulan ve günümüzde tedavisi mümkün olan cinsel hastalıklar

1. Trikomonas



Nedir: Bir parazite bağlı olarak ortaya çıkan vajinal bir enfeksiyon.
Semptomlar: Koyu, ağır kokulu yeşil ya da sarı akıntı, kaşıntı ve yanma.
Tedavi: Reçeteli ilaçlarla tedavisi mümkün.

2. Klamidya



Nedir: Bakteri kökenli bir enfeksiyon.
Semptomlar: Bazen yeşil ya da sarı bir akıntı, idrar yapma sırasında ağrı ve yanma olsa da hastalık hiç belirti vermeden de ilerleyebiliyor.
Tedavi: Antibiyotiklerle tedavi edilmesi mümkün. Aksi takdirde kısırlığa yol açabiliyor.

3. Gonore



Nedir: Bakteri kökenli bir tür enfeksiyon.
Yaygınlık derecesi: Her yıl 340.
Semptomlar: Bazen yeşil ya da sarı bir akıntı, idrar yapma sırasında ağrı ve yanma olabiliyor. Ama hiç belirti vermeden de ilerleyebiliyor.
Tedavi: Antibiyotiklerle tedavi edilmesi mümkün. Edilmezse kısırlığa yol açabiliyor.

4. Hpv



Nedir: Bir tür viral enfeksiyon.
Semptomlar: Genellikle hiç belirti vermeden de ilerleyebiliyor. Bazı virüs türleri siğillere yol açabiliyor.
Tedavi: Bazı tür HPV virüsleri rahimağzı kanserine neden olsa da, çoğu HPV virüsleri kendi kendisine yok oluyor. HPV'den korunmak için 3-6 ay sıklıkla test yaptırmak ve siğilleri tedavi ettirmek gerekir.

5. Genital Herpes



Nedir: Bir tür viral enfeksiyon.
Yaygınlık derecesi: Ortalama
Semptomlar: Kaşıntılı ve ağrılı büyük sivilce benzeri kabarcıklar hastalığın belirtileri arasında olsa da, pek çok vaka da hiçbir semptom görülmeyebiliyor.
Tedavi: Herhangi bir tedavisi bulunmuyor, antiviral ilaçlar daha fazla kabarcık oluşmasını önleyebiliyor.




http://kadin.mynet.com/dan alınmıştır.

16 Eylül 2015 Çarşamba

Uçuk ne gibi komplikasyonlara sebep olabilir?

Uçuk ne gibi komplikasyonlara sebep olabilir?

Şayet kişinin immün zafiyeti varsa o zaman çok dikkatli olması gerekir, özellikle de AİSD hastaları kemoterapi gören kanser hastaları 
1-) Akciğer iltihaplanmasına (zatüürre) sebep olur
2-) Göz korneasına yerleşen herpes görme zafiyetine sebep olur. 
3-) Yüz sinirini tahrip ederek yüz felcine (fasials parez) sebep olur. 
4-) Beynin iltihaplanmasına (ensefalit) sebep olabilir.
5-) Yaranın herpes ile birlikte bakteri enfeksiyonuna uğraması sonucu super enfeksiyona sebep olabilir.

Herpesin tedavisi:

Herpes aciciovir içeren merhemlerle tedavi edilebilir, fakat bu tedavi geçicidir. İmmün sistemi zayıflayınca herpes tekrar ortaya çıkabilir. Başta T-Hücreleri olmak üzere immün sistemini harekete geçirir ve böylece vücudun belli bölgelerinde (özelikle de plaklarda) saklanan ve gizlenen bakteri ve virüslerin tanınarak ortaya çıkması ve yok edilmesini sağlar.

Mononükleoz Enfeksiyonun kendine has özel bir semptomu yoktur. Kandan teşhisi enfeksiyonun başlangıç safhasında mümkündür. Hastalık ilerlemişse virüsü teşhisi mümkün değildir. Hastalığa sebep olan Epstein Bar Virüsüne akılı virüste denir. Virüs bağışıklı sisteminin antikor üretmesini durdurur. Böylece virüs onlarca yıl vücutta kalabilir ve sürekli bağışılık sitemini zorladığından bağışıklık sistemi aşırı zayıflar ve bu nedenle problemsiz yok edilebilecek bakteri, virüs ve mantarlar sürekli çoğalır ve yayılır. Herbalist Tobias Zaum 35 yıllık araştırması sonunda bu virüsün kronik yorgunluk sendromuna sebep olduğunu tespit etmiştir. Epstein Bar Virüsü bir herpes virüs ailesindendir.


Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb. besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır.Tabii doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır. Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb. artı uzun süre bira içilirse cinsel iktidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur.Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı deyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, kavun, karpuz ve üzümde tatlıdır ve bunlarda mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içerirler.


www.bitkiseltedavi.comdan alınmıştır.

15 Eylül 2015 Salı

Genital Herpes enfeksiyonu nasıl olur?

Genital Herpes enfeksiyonu nasıl olur?


Herpes virüsü cinsel ilişki sırasında ciltteki bir çatlaktan içeri girer. Vajina, erkek cinsel organı, idrar yolu çıkışı, rahim ağzı ve anüsün ıslak dokuları virüsün geçişine izin verir.

Virüs vücuda girdikten sonra omurganın yakınındaki sinir hücrelerine yerleşir ve sağlıklı hücreleri enfekte etmeye başlar. Herpes nöbetleri esnasında vücudun savunma mekanizması virüsle savaşırken uçuklar ve içi sıvı dolu kabarcıklar ortaya çıkar ve şişme meydana gelir.

Herpes cinsel organlar dışında dil, ağız, gözler, dişetleri, dudaklar, parmaklar gibi diğer bölgeleri de etkileyebilir. Oral ilişki esnasında herpes, ağızdaki bir uçuktan partnerin cinsel organına bulaşabilir. Hatta uçuğa kişinin kendisinin dokunup vücudun başka bir yerini özellikle gözleri ovuşturması veya kaşıması halinde enfesiyonu kendine yeniden bulaştırabilir.


Genital Herpes belirtileri nelerdir?

Genital herpesin enfekte ettiği kişilerin çoğunda belirti görülmez. Belirti olduğunda ise bunlar hafif (yalnızca birkaç uçuk) veya şiddetli (pek çok uçuk) olabilir. Gribe benzer belirtiler de görülebilir. Lenf bezlerinde şişkinlik, ateş, titreme, kas ağrıları, yorgunluk ve bulantı olabilir. Aynı anda uçuklar da çıkabilir. Bunlar cinsel organlar ve çevresinde küçük, içi sıvı dolu kabarcıklar şeklindedir. Uçuklar genellikle birbirine yakın kümeler halinde çıkar. İdrar yaparken yanma ve batma hissi de sık görülen bir belirtidir.

Genital herpes nöbeti ilk ortaya çıkışında 2-4 hafta sürebilir. Bu süre zarfında uçuklar açılır ve içindeki sıvı akar. Daha sonra bu açılan yaralar kabuk tutar ve herhangi bir iz bırakmadan kaybolur.

Nöbet sona erdikten sonra virüs sinir hücrelerinde saklanmaya devam eder ve vücudun savunma mekanizmasındaki bir durum yeni bir nöbeti tetiklediğinde, virüs saklandığı yerden çıkar, sinir boyunca ilerleyerek cilt yüzeyine yeniden çıkar.

Genital herpes nasıl teşhis edilir?

Herpesi teşhis etmeye yarayan birkaç test vardır. En güvenilir olanı, uçuktan bir örnek alınarak özel bir sıvının içersinde herpes virüsünün gelişip gelişmediğine bakmaktır. Sonucun pozitif olması teşhisi doğrular ancak negatif olması herpes ihtimalini elemez. Bazı durumlarda kan testleri yapmanın da faydası olabilir. Bu kan testleri, vücudun virüsle savaşmak için oluşturduğu antikorların olup olmadığını test eder. Bu testle aynı zamanda enfeksiyonun yeni bir enfeksiyon olup olmadığı yani virüsün vücuda ne zaman girdiği anlaşılır.

Genital herpes nasıl tedavi edilir?

Ağızdan alınan ilaçlarla hastalığın seyri kontrol altına alınabilir. İlaçlar nöbetin süresini kısaltabilir ve duyulan rahatsızlığı azaltır.
Genital herpesten tamamen kurtulunabilir mi?

Genital herpesin tedavisi yoktur. Herpes uçukları günler veya haftalar içinde iyileşir ancak herpes virüsü vücudunuzdan çıkmaz. Virüs omurganın yakınındaki sinir hücrelerine gider ve herhangi bir sebepten dolayı yeni bir nöbet tetiklenene kadar orada saklanır. Daha sonra virus sinir boyunca ilerleyerek vücuda ilk girdiği yere geri gider ve yeni uçuklar çıkar. Bazen virüs uçuklar görülmese de mevcuttur.

Herpes lezyonları tekrar ettiğinde ne olur?

Lezyonlar tekrarladığında, virüsün vücuda ilk girdiği bölgede yanma, kaşınma veya batma hissi duyulabilir. Belde, dizlerde, kalçada, üst bacakta ağrılar olabilir. Bu belirtilere prodrom adı verilir ve birkaç saat sonra uçukların çıkacağının habercisidirler. Genellikle ateş ve genital bölgede şişme olmaz. Bu defa uçuklar daha hızlı (genellikle 3-7 günde) iyileşir. Ayrıca tekrar nöbetler daha az acılıdır.

Nöbetlerin tekrarlamasını engelleyen bir tedavi var mıdır?


Eğer nöbetler tekrar ediyorsa her gün düzenli ilaç kullanmak belirtileri önemli ölçüde azaltır ve çoğunlukla uzun bir süre nöbet olmasını engelleyebilir. Ayrıca başka birine herpes bulaştırma riskini azaltır.

Genital herpesin bulaşmasını nasıl engelleyebilirim?


Sizde veya partnerinizde oral veya genital herpes varsa, prodromal belirtilerin ortaya çıkışından itibaren kabukların düşmesinden birkaç gün sonraya kadar cinsel ilişkiden kaçının. Lezyonların ve içindeki sıvının diğer kişinin cildi ile temas etmemesine dikkat edin. Lezyonlarla temasınız olursa ellerinizi su ve sabun ile yıkayın. Bu kendinizi yeniden enfekte etmenizi ve virüsü bir başkasına bulaştırmanızı engelleyecektir.

Uçukların olmadığı zamanlarda da herpes virüsünü başkalarına bulaştırabilirsiniz çünkü belirti olmadan da virüs mevcut olabilir. Kondom kullanmak genital herpese yakalanma veya başkasına bulaştırma riskinizi azaltabilir ancak koruyuculuğu %100 değildir. Virüs kondomdan geçemese de kondomun örtmediği lezyonlardan herpes bulaşabilir. Ancak kondom kullanmak sizi diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı da korur.

Genital herpes olması hamileliği nasıl etkiler?


Eğer genital herpesiniz varsa ve hamileyseniz bunu mutlaka doktorunuza belirtin. Hamilelikte, özellikle annenin ilk herpes nöbetiyse, bebek için risk yüksektir. Hamileliğin ileri dönemlerinde ilk herpes nöbetini geçiren annelerin henüz vücutlarında bu virüse karşı antikorlar oluşmadığından dolayı bebeği enfekte etme riskleri yüksektir. (%30-60) Bebek enfekte olduğunda bu sıklıkla annenin enfekte olmuş doğum kanalından geçerken olur. Herpes enfeksiyonu yenidoğanda beyin hasarı ve göz problemleri gibi ciddi sorunlara yol açabilir.

Eğer hamileyken herpes virüsüne yakalandıysanız belirtilerin şiddetini ve süresini iyileştiren bazı ilaçlar alabilirsiniz. Eğer herpesiniz varsa ve ilk enfeksiyonunuz değilse, doktorunuz doğumda veya doğuma yakın nöbet geçirme riskinizi azaltmak için bir ilaç verebilir.

Doğum olacağı sırada uçuklar çıkarsa ne olur?



Doğum öncesi uçuklar çıkarsa veya prodromal belirtiler varsa sezaryen olmanız gerekir. Sezaryenle doğum yapmanız, bebeğin virüsle temas etme riskini azaltır.

Nadir de olsa bebek vajina kanalından geçmeden de enfekte olabilir. Bu durum amniyon kesesi doğumdan birkaç saat once açılırsa gerçekleşir. Eğer kadının doğum sırasında uçukları veya prodromal belirtileri yoksa, vajinal doğum yapması mümkün olabilir.

Genital herpesi olan bir kadın bebeğini emzirebilir mi?

Genital herpesi olan bir kadın genellikle virüsü bulaştırmadan bebeğini emzirebilir. Herpes virüsü anne sütü yoluyla bebeğe geçmez. Ancak bebek annenin göğsünde çıkan bir uçuk veya kabarcık ile temas ederse enfekte olabilir. Eğer göğsünüzde uçuk varsa, bebeğinizi bu göğüsten emzirmemelisiniz. Uçuk tamamiyle geçene kadar sütü bu göğüsten pompayla veya elle sağın. Pompanın süt ile temas eden yerlerinin uçukla temas etmemesine dikkat edin. Eğer temas olursa bu sütü kullanmayın, atın.


14 Eylül 2015 Pazartesi

Uçuğa karşı mavi salyangoz

Uçuğa karşı mavi salyangoz


Mavi salyangozlardaki bir protein, insanlarda uçuğa yol açan virüsü öldürebilir. Salyangozların insanlarda uçuğa yol açan virüsü yok edici özelliklere sahip olduğu belirlendi.
Avustralyalı bilim adamlarının araştırması, Tazmanya adası açıklarında yaşayan mavi salyangozlara rengini veren proteinin uçuğun insan hücrelerine girişini durdurabileceğini ortaya koydu.

Sidney Üniversitesi'nden Fariba Dehghani ve ekibi, demir yerine bakır ihtiva eden, eklembacaklılarda ve birçok yumuşakçada bulunan mavi renkli proteinin (hemosiyanin) asıl görevinin oksijeni toplamak ve bunu istenilen dokulara ulaştırmak olduğunu belirtti.

Bilim adamları, araştırmayla mavi salyangozun kanındaki bu proteinin insanlarda uçuğa yol açan virüsü engellediğinin anlaşıldığına dikkati çekti. Mevcut tedavi yöntemlerinin birçok insanda görülen, uçuğa neden olan ve sinir hücrelerine yerleşen "Herpes simpleks" virüsünü öldürmekte yetersiz kaldığını belirten bilim adamları, araştırma sonuçlarının yeni tedavi yöntemlerine ışık tuttuğuna dikkati çekti.

Proteinin izole edilmesi için başka araştırmaların gerekli olduğunu ifade eden bilim adamları, başarılı olunması halinde ilacın krem, sprey ya da hap şeklinde piyasaya sürülebileceğini belirtti.



http://www.gazetevatan.com/dan alınmıştır.

11 Eylül 2015 Cuma

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar ve Sık İdrara Çıkma

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar ve Sık İdrara Çıkma

Klamidya ve belsoğukluğu gibi cinsel yolla bulaşan (CYB) hastalıklar her yıl milyonlarca kişiyi etkiler ve en sık görülen enfeksiyonlardandır.

Klamidya ve belsoğukluğu gibi cinsel yolla bulaşan (CYB)hastalıklar her yıl milyonlarca kişiyi etkiler ve en sık görülen enfeksiyonlardandır. Son yıllarda tükenme eğiliminde olduğu düşünülen sifilis hastalığı vakalarında da agresif bir yükselme görülmüştür. CYB hastalıkları vajinal akıntı, sık sık ve ağrılı idrara çıkma gibi rahatsız edici belirtilere sebep olabilirler.

Klamidya

Her yıl A.B.D’de 4 milyon kişi klamidya hastalığın ayakalanmaktadır. Bu enfeksiyonla ilgili en büyük problem cinsel birleşmeden aylar sonraya kadar hastalığı kaptığınızı anlayamamaktır. Klamidya, idrara çıkma ihtiyacınız olsa da olmasa da idrara çıkma isteğinde artışa sebep olur.Ayrıca idrara çıkma sırasında ağrı ve akıntı da oluşabilir.

Bel Soğukluğu
A.B.D’de yılda 700,000 vakayla, klamidya kadar yaygın olmasada belsoğukluğu da enfekte kişilerde sık idrara çıkma isteğine sebep olur.Hastalık idrar kanalına saldırır (üretra, rektum ve rahim ağzı) ve ayrıca boğazı da etkileyebilir. Klamidya gibi belsoğukluğu da idrar sırasında ağrılı ve irinli bir akıntıyla kendini gösterir.

Herpes


Herpes en iyi bilinen cinsel yolla bulaşan hastalıklardandır. 5 kişinin birinde herpes virüsünün bir çeşidi bulunur.Herpes kendini hemen göstermez ancak bulaştıktan birkaç hafta sonra kaşıntı ve kızarmalarla belli olur. Eğer genital herpesse genital bölgede olacak şekilde küçük ülserler oluşturmaya başlar. Bunların bazıları patlar, irin ve kan çıkışıgörülür. Sık sık ve ağrılı idrara çıkma da herpes virüsü bulunan kişilerde yaygındır.

http://www.milliyet.com.tr/dan alınmıştır.

10 Eylül 2015 Perşembe

Herpes Simpleks (Uçuk)

Herpes Simpleks (Uçuk)

Herpes simpleks virüsleri (HSV-1, HSV-2) insanda en sık görülen enfeksiyon etkenlerden biridir. Belirtisiz de geçirilebilen birincil enfeksiyonun ardından, dolaşımda antikor varlığına rağmen, virus latent olarak kalıp, ileri dönemlerde ikincil enfeksiyonlar ortaya çıkarabilmektedir. İnsanlar HSV tip 1 ve HSV tip 2’yi taşırlar. Virüs içeren salgılar ile doğrudan değinme sonucu hastalık bulaşabilir. HSV tip 1’in genellikle dudakta, tip 2’nin ise genital bölgede hastalık oluşturur ancak iki tip de her bölgede deri döküntüsü yapabilir.

Birincil enfeksiyon daha çok çocuklarda görülür, kliniği daha ağır ve uzun sürelidir. Birincil enfeksiyondan sonra virüs sinirlere uyur halde yerleşir. Darbeler, enfeksiyon, adet dönemi, stres, yorgunluk ile hastalık tetiklenebilir. Herpes enfeksiyonu, körlüğe neden olan başlıca enfeksiyöz hastalıklardan biridir. Hastalık bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde (kanser hastaları gibi) daha şiddetli ve yaygın seyreder. İkinci atak geçiren hastaalrın çoğunda yaklaşık 6 saat önce yanma, batma, kaşıntı gibi belirtiler ortaya çıkar. Bu belirtileri kızarıklık ve şişlik zemininde su dolu kabarcıkların (vezikül) oluşumu izler.

Tanı için taze bir vezikül tabanından bistüri ile örnek mikroskopta incelenir. Herpes simpleks virüse karşı serum antikorları klinik tanıda yardımcı değilidir çünkü sadece kişinin virus ile daha once karşılaşmış olduğunu gösterir.

Lezyonlar tipik olarak eritemli ve öedemli zemin üzerinde grup halinde veziküller şeklinde deri ve mukozanın her yerinde ama en çok ağız, dudaklar, konjonktiva, kornea ve genital bölgeye lokalizedirler. Sonraki ataklarda, ortalama 6 saatten az süren, yanma, batma, kaşıntı gibi belirtilerin ardından veziküller görülür ve özellikle burun, kulaklar veya parmaklara yerleşen lezyonlarda ağrı yakınması baskındır. Tam iyileşme başlangıçtan 8-12 gün sonra görülür. Genelde iz bırakmadan iyileşir.


Genital herpes : Çok sık görülen ve cinsel yolla bulaşan bir deri hastalığıdır. Ağrılıdır ve tedavi edilmezse 2-3 hafta devam eder. Karakteristik olarak genç erişkinlerde vulva, vagina veya penise yerleşim gösterir. Deri lezyonları ile birlikte, ateş, halsizlik, ağrılı lenf bezi büyümesi saptanır.



Herpetik dolama: Derideki bir çatlaktan veya zedelenmeden HSV’nin girmesi ile ortaya çıkan, ağrı, ödem, eritem ile karakretize bir klinik tablodur. Genellikle sağlık personelinde görülür.

HSV-2 enfeksiyonu yeni doğanda ciddi yaygın hastalığa neden olabilir. HSV ender olarak ensefalite yol açabilir. .

Ekzema herpetikum: HSV enfeksiyonunun bir komplikasyonu olup, şiddetli ekzema ile birlikte seyreder. Atopik dermatit, pemfigus foliaseus, Darier hastalığı olan kişilerde gelişen yaygın HSV enfeksiyonudur. Sistemik bulgular ( ateş, halsizlik, baş ağrısı gibi ) ile yüz ve gövdede yaygın veziküller ve püstüller ortaya çıkar, ölümcül olabilir.

HSV enfeksiyonunda tanı viral kültür ve biyopsi bulguları ile konabilir. Tzanck testi tanıya yardımcıdır. Ayırıcı tanıda herpes zoster, varicella, başka nedenlerle ortaya çıkan genital ülserler düşünülmelidir.

HSV ile ikincil enfeksiyonların kliniği daha hafif seyreder, veziküller daha küçüktür, daha çok gruplaşma eğilimindedir, prodromal belirti yoktur. 7-10 gün içinde iz bırakmadan iyileşir.


9 Eylül 2015 Çarşamba

UÇUĞA DOKUNMAYIN!

UÇUĞA DOKUNMAYIN!


Hem ağrılı hem de bulaşıcı olan uçuk, vücut dengesini de derinden sarsabiliyor.Genellikle ağız kenarı, dudak, damak, dil, yanak içleri ve diş etleri gibi bölgelerde görülen uçuklar, küçük olmalarına karsın yemek yeme, konuşma gibi pek çok eylemi kısıtlıyor.

Bulaşıcı
Hem ağrılı hem de bulaşıcı olan uçuk, vücut dengesini de derinden sarsabiliyor. Uzmanlar, “Uçuk, ön belirtilerinin alındığın dönem ile açılan yaranın kapanması dönemleri arasında bulaşıcıdır” dedi.
Uzmanlar, uçuğu olan bir kişinin kullandığı havlu, bardak, çatal, kasık gibi eşyaları kullanmanın ya da uçuklu kişi ile öpüşmenin son derece ağrılı olan uçuğu bulaştırabildiğini anlattı:
Dokunmayın!

“Eğer uçuğa dokunulursa yüzün diğer bölümlerine, göze ve vücudun diğer bölgelerine (genital bölge gibi) de bulaştırılabilir. Uçuk sanıldığı kadar masum olmayıp, zaman bebek ölümlerine bile yol açabiliyor. Uçuk virüsü (Herkes simplex) ile insan genellikle ilk defa küçükken (0–5 yas) tanışır.

Uçuğu olan aile bireylerinden birinin öpücüğü sonucunda uçuk virüsü vücuda girer. Çoğunlukla fark edilmeyen küçük kızarıklıklar seklinde ortaya çıkar, ağız içi, diş etleri ve dudaklar encekte olur. Ama kimi hassas bünyelerde ciddi enfeksiyonlar seklinde de görülebilir. “

Uçuklu kişi dikkatli olmalı

“Tıbbi yayınlar arasında uçuklu bir kişiden bulasan virüs sonucu yeni doğan ölümlerine ait vakalar vardır. Bu nedenle uçuklu bir kişi günlük yaşantısında oldukça dikkatli olmalıdır.”
Uçuk öncesinde kaşıntı oluyor
Uzmanlar, uçuk çıkmadan önce bazı belirtilerin ortaya çıktığına da değindi:
“Eğer vücudunuzun bir bölgesinde önceden gıdıklanma, karıncalanma, kaşınma, yanma, sızlama hissi varsa orada uçuk çıkacağı bilinmelidir. Bunu o bölgenin kızarması, şişmesi ve daha sonra da içi sıvı dolu kabarcıkların ortaya çıkısı izler. Kabarcıklar patlayarak ülserler oluşur ve bu dönemde uçuk çok ağrılıdır. Zamanla kuruyup çatlar, sızıntı yapar ve açılarak görüntüyü bozan çirkin bir yara haline gelir. Kabuklanma başladığında uçuk küçülmeye baslar. Tedavide antiviral kremler yada oral ilaçlar hekim tarafından önerilir.”


Uçuğu bulunanlar bunları yapmamalı

* Uçuğa dokunulmamalı, dokunulursa eller çok iyi yıkanmalı.
* Uçukluyken kesinlikle gözlere dokunmaktan kaçınılmalı. Makyaj temizlerken dikkat edilmeli.
* Özellikle bebekler, çocuklar ve diğer insanlar öpülmemeli, yakin temastan kaçınılmalı.
* Uçuklu insanin kullandığı havlu, bardak, çatal, kasık gibi eşyalar ayırıllmalı ve başkalarının kullanmasına izin verilmemeli.
* Uçuk ve uçuk yarasının kabuğu ile oynanmamalı.
Uçuk için evde yapabilecekleriniz : (Suna Dumankaya)


Soru :

Benim yıllardır üşüttüğümde ya da stresli günler yaşadığımda dudağımda uçuk çıkıyor. Bunun için krem kullanıyorum ama doğal bir yöntemi de var mı diye size danışmak istedim.
Cevap :


1 çay kaşığı şap tozunu 1 tatlı kaşığı kaynar suda eritin.
Ardından sorunlu bölgeye kompres yapın.
Ayrıca her gün taze tere yemeyi unutmayın.
En önemlisi bir doktora danışmanızda da fayda var.


http://www.xprodoksit.com/yazi dan alınmıştır.

8 Eylül 2015 Salı

Bebeklerde uçuk (herpes)

Bebeklerde uçuk (herpes)

Özellikle deri-mukoza birleşme yerleri Toplumun
 %20-40’ında görülen bir herpes enfeksiyonudur.
Lezyon ağrı ve kaşıntı hissi ile başlar. Bir iki gün sonra önce kırmızı sivilceler oluşur, sonra bunlar su toplar, parlak açık bir renk alırlar. Daha sonra kuruyup kabuk bağlar ve 10 gün sonra yok olurlar. İz bırakmazlar. Grup halinde çıkan ve kaybolan lezyonlardır.

Ateşli hastalıklar sırasında herpes lezyonu görülebilir. Herpes küçük çocuklarda dudaklarda , diş etlerinde, dilde, ellerde, parmaklarda yerleşir. Adolesans çağında uçuk en çok ağızda ve cinsel organlarda görülür. Yenidoğan herpes tehlikeli olabilen bir hastalıktır.


Herpes Labialis ağız mukozasında görülen tekrarlayıcı bir viral enfeksiyondur. En sık görüldüğü yer mukoza-deri birleşme yerleri ve özellikle dudak ağız kenarıdır.

Bebeğin çevresinde uçuklu kimse bulunmamalıdır. Çünkü uçuk virüsü çok bulaştırıcıdır. Bu virüs çocukta sinir sistemini tahrip eden bir hastalığa neden olur. Hamile kadında uçuk varsa bazı önlemler alınması gerekir. Uçuk cinsel organlarda ise doğum sezaryen ile yapılır.
Süt veren kadında uçuk varsa temizlik kurallarına dikkatle uymak gerekir. Çocukta uçuk ağızda şaft şeklinde çıkar ve ateş yapar. Bazen başka hastalıklarla birlikte görülebilir. En önemli örneği de zatürreedir.

Tekrarlayan herpetik deri lezyonları genellikle tedavi gerekmez ancak çok sık tekrarlama olursa günümüzde uçuğa karşı çok etkili olan zoviraks adlı bir ilaç başarı ile kullanılmaktadır.


7 Eylül 2015 Pazartesi

Dikkat uçuk geliyor!

Dikkat uçuk geliyor!



Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) Tıp Fakültesi tarafından "Dikkat, uçuk geliyor!" sloganı ile bastırılan broşürde, dünya nüfusunun yüzde 80'inin ve Türkiye'de her yıl 8 milyon kişinin uçuk nedeni ile acı çektiği belirtiliyor.
Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) Tıp Fakültesi tarafından bastırılan ve uçukla ilgili uyarılar bulunan broşürde, "Uçuk ciddi ve bulaşıcı bir enfeksiyondur. Genellikle dudak, ağız, burun delikleri çevresinde ortaya çıkan uçuk, dokunulursa vücudun diğer bölümlerine bulaşabilir" ifadelerine yer veriliyor. Uçuğun çıkmadan önceki ilk 24 saatte karıncalanma, kaşınma, yanma,kızarma ve şişme gibi belirtiler oluştuğuna işaret edilen broşürde, "Yapılan araştırmalar, dünya nüfusunun yüzde 80´inin yaşamları boyunca en az bir defa uçuk geçirdiğini ve Türkiye´de her yıl 8 milyon kişinin uçuk nedeni ile acı çektiğini gösteriyor. Uçuk, ön belirtileri ile yaranın kapanması süresi arasında bulaşıcıdır. Uçuk virüsü ile (Herpes simpleks) ilk 5 yaş arasında karşılaşılır. Vücudun zayıf düştüğü stres, aşırı yorgunluk ve uykusuzluk, aşırı güneş ışığı ve UV ışınları, adet dönemi, hamilelik gibi dönemlerde uçuk virüsü aktif hale geçebilir" deniliyor.

Broşürde uçuğun dikkat edilirse kontrol altına alınabileceği belirtilerek, virüsün aktif olmasına sebep olan durumlardan sakınılması ve ön belirtiler görüldüğünde bölgeye kısa aralıklarla uçuk kremleri uygulamak gerektiğine de dikkat çekilerek, "Uçukta alkol ve antiseptik ile ağrı kesici ilaçlar, uçuk kremleri ve uçuğa buz uygulamak en etkili tedavi şekilleridir" ifadeleri yer alıyor.


"ÖZELLİKLE KİMLER RİSK ALTINDA?" 

Uçuk virüslerinin bazen tehlikeli olduğu anlatılan broşürde, şu uyarılarda bulunuluyor:
-Uçuğunuz tedaviye rağmen 10 günden daha uzun süre devam ediyorsa,
- Uçuk bir bebekte yada 6 yaşından küçük bir çocukta çıkmışsa,
- Özellikle gözleriniz ve cinsel organınızda uçuk çıkmışsa,
- Uçuk ile birlikte baş ağrısı, ateş ve kas ağrısı şikayetleri oluşmuşsa,
- Uçuk sarı renkte iltihaplı ise,
- Bağışıklık sisteminizi baskı altına alan ilaçlar (Örneğin kortizonlu ilaçlar) kullanıyorsanız, zaman kaybetmeden doktora başvurmanız gerekiyor. 




http://www.mahmure.com/